Uyku, organizmanın çevreyle iletişiminin, çeşitli uyaranlarla geri döndürülebilir biçimde, geçici, kısmi ve periyodik olarak kesilmesidir. Bugün 80’in üzerinde değişik tipte uyku bozukluğu tanımlanmıştır. Biz bunlardan uykuda solunum bozukluklarından bahsedeceğiz.
Obstrüktif uyku apne sendromu ya da halk arasında bilinen adı ile uyku apne sendromu, uyku sırasında yineleyen üst solunum yolu tıkanmaları ve buna eşlik eden kan oksijen değerinde azalma ile karakterize bir sendromdur. Halk arasında uykuda solunumun durması olarak bilinir. Genellikle orta yaşlı ve kilolu erkeklerin hastalığıdır. Her yaşta görülebilirse de, en sık 40-65 yaşları arasında karşımıza çıkar ve 65 yaşından sonra görülme oranı aynı kalır. Erkeklerde 2-3 kat fazla görülür, kadınlarda ise menopozdan sonra artar. Uyku apne sendromu görülme sıklığının erkeklerde % 4, kadınlarda % 2 olduğu bildirilmiştir. Uykuda nefes durmasına bağlı oksijen seviyesinin düşmesi pek çok hastalığın oluşumunu kolaylaştırır, var olan hastalıkların kontrol altına alınmasını ve tedavisini güçleştirir. Uyku vücudun dinlendiği, yenilendiği, tamir olduğu bir dönem iken hasar gördüğü bir döneme dönüşür. Bu nedenle uyku apnesinin teşhisi ve tedavisi çok önemli ve gereklidir.
Uyku apnesi için yüksek riskli hastalar
- Obezite
- Horlama
- Kalp yetmezliği
- Ritm bozukluğu (atrial fibrilasyon)
- Tedaviye dirençli hipertansiyon
- Tip 2 diabet
- İnme
- Obezite cerrahisi olacak olan hastalar
- Pulmoner hipertansiyon
- Gece ritim bozukluğu olması
- Sigara (sigara içme uyku apnesi riskini 3 kat artırır)
- Alkol ve sakinleştirici ilaç kullanımı
- Boyun çevresinin kadınlarda 38cm, erkeklerde 43 cm’in üzerinde olması
SEMPTOMLAR:
- Horlama (%70-95 görülür)
- Uykuda boğulma hissi
- Tanıklı apne (kişinin nefesinin durduğunu birisinin görmesi)
- Gündüz aşırı uyku hali
- Uyanınca baş ağrısı
- Sabah yorgun, dinlenememiş kalkma
- Yetersiz ve bölünmüş uyku
- Gece terlemesi
- Gece sık idrar çıkma
- Ağız kuruluğu
- Gece öksürüğü
- Cinsel isteksizlik-iktidarsızlık
- Karar verme yeteneğinde azalma
- Hafıza azalması
TANI:
Uyku apne sendromunun tanı koydurucu bir bulgusu yoktur. Kesin tanı için mutlaka ‘polisomnografi’ dediğimiz uyku testi yapılması gereklidir.
Uyku testi için hasta bir gece uyku laboratuvarında yatırılır, gündüz yapılması uygun değildir. Gece boyunca beyin aktivitesi; karın, göğüs kafesi, göz, çene ve bacak hareketleri; kalp ritmi, horlaması, yatış pozisyonu, nefes durması, kan oksijen düzeyi gibi pek çok parametreyi kaydetmek için hastaya çeşitli elektrotlar bağlanır ve video kaydı alınır. Tüm veriler bilgisayara aktarılarak kaydedilir. Hastanın canını acıtan bir işlem değildir.
Uyku apne sendromu tanısı koyabilmek için hastanın doktoru tüm gece boyunca alınan kayıtları inceler. Uykuda nefes durması veya azalmasının saatte kaç kere olduğunu, kaç saniye sürdüğünü, uykunun hangi evresinde hangi pozisyonda gerçekleştiğini, horlama ve oksijen düşmesi olup olmadığını belirler. On saniyenin üzerindeki nefes durmaları apne olarak değerlendirilir, bazen 1-2 dakika süren apneler olabilir. Saatte kaç kez nefes durması ve azalması olduğuna göre uyku apne sendromu sınıflaması yapılır. Hastanın tedavi edilmesi gereken boyutta uyku apnesi olduğu çıkarsa hastaya tedavi için verilecek ‘cpap’ denilen cihazın ayarlarını yapmak yani tedaviyi planlamak için 2. gece testi uygulanır.
TEDAVİ:
- GENEL ÖNLEMLER
- Uyku apne hastaları gündüz uyuklayarak trafik, iş ve ev kazalarına neden olabilirler. Bu yönden uyarılmaları, gündüz aşırı uyuklaması olanların tedavi başlayana kadar araba kullanmamaları ve aşırı dikkat isteyen, tehlikeli işlerde çalışmamaları önerilir.
- Uyku apneli hastaların çoğu obezdir. Düşük kalorili diyet, obezite cerrahisi ve ilaç tedavisi kilo vermek için kullanılan yöntemlerdir.
- Alkol ve sigara kullanmamaları gerekir. Alkol apnelerin sayı ve süresini arttırır, oksijen düşüklüğünü derinleştirir. Yatmadan en az dört saat önce alkol alımı kesilmelidir.
- Sakinleştirici ve uyku ilacı kullanımının kısıtlanması gerekir.
- Uyku apneli hastaların % 50-60’ında, vücut pozisyonu apnelerin sıklığını etkiler. Sırt üstü pozisyonda apnelerin sayısı ve sıklığı artar. Yan pozisyonda ve başın 30° - 60 ° kaldırılmasında azalır. Yatarken sırta tutturulan tenis topu benzeri materyaller sırt üstü yatmayı engelleyerek apneleri önleyebilir.
2. CERRAHİ TEDAVİ
Uyku sırasında solunum bozukluğuna yol açan bazı fiziksel problemler cerrahi ile
düzeltilebilir. Bu problemler; büyük bademcikler, ya da geniz eti (daha çok çocuklarda),
nazal polipler, eğri burun (septum deviasyonu), bozuk çene yapısı ya da yumuşak damak
sorunları olabilir. Burundaki tıkanıklığı ortadan kaldırmak amacıyla yapılan burun operasyonları uyku apne sendromu ve horlamanın tedavisinde tek başına etkili değildirler.
3. CPAP TEDAVİSİ
CPAP (sürekli pozitif havayolu basıncı) tedavisi, uyku apne sendromunun bilinen en iyi ve kesin sonuç veren tedavi yöntemidir. Ağır, orta ve eşlik eden hastalığı veya belirgin yakınmaları olan hafif uyku apne hastalarına mutlaka CPAP tedavisi verilmelidir.
CPAP cihazı, burun veya ağız ve burnu birlikte içine alan maskeler yardımıyla sürekli basınçlı hava vererek uyku sırasında üst solunum yollarının kapanmasını engeller. Her hastaya gereken basınç farklı olduğundan cihaz verilecek hastalar ikinci kez uyku laboratuvarına yatırılarak CPAP basıncı belirlenmelidir. Buna CPAP titrasyonu adı verilir.
CPAP cihazı kullanımı, uyku apnesinin bilinen en etkin tedavi yöntemidir.
Hastanın cihazını evde her gece ve tüm uyku süresince kullanması istenir. CPAP kullanımı uykudaki nefes durmalarını ortadan kaldırdığı gibi uyku evrelerini de normale döndürür. CPAP tedavisi yalnızca nefes durmalarını değil, aynı zamanda horlama ve oksijen düşmelerini de düzeltir. Sonuçta, hasta CPAP ile kesintisiz bir uyku uyuduğu için başta gündüz uykululuğu ve yorgun uyanma olmak üzere kalitesiz uykuya bağlı tüm yakınmaları ortadan kalkar. Fakat cihazını kullanmaz veya düzensiz kullanırsa yakınmaları geri döner.